Peygamber(S)'İn Zubeyr İbnu'l-Avvâm'ı Düşmanın Hâllerini ÖğrenipHaber Getirmesi İçin Tek Başına Öncü Ve Câsûs Olarak Göndermesi Babı14- Bize Alî
ibnu Abdillah el-Medînî tahdîs etti. Bize Sufyân ib-nu Uyeyne tahdîs etti. Bize
Muhammed ibnu'l-Munkedir tahdîs edip şöyle dedi: Ben Câbir ibn AbdilIah(R)'tan
işittim, şöyle dedi: Peygamber (S) Hendek günü insanlardan (düşmanın haberini
bana kim getirir diye) çağırıp istedi. Peygamber'in bu da'vet ve isteğine
ez-Zubeyr icabet etti. Sonra Peygamber insanlardan bunu tekrar istedi. Bu
isteğe de ez-Zubeyr ibnu'I-Avvâm icabet etti. Sonra yine insanlardan bunu
yapacak kimse istedi. Bu sefer de yine ez-Zubeyr icabet etti. Bunun üzerine
Peygamber:
— "Her
peygamberin bir havarisi vardır, benim havarim, natıs yardımcım ise
ez-Zubeyr'dir" buyurdu
[17].
Sufyân ibn Uyeyne: Ben
bu hadîsi İbnu'l-Munkedir'den belledim, dedi.
Eyyûb es-Sahtıyânî de
İbnu'l-Munkedir'e künyesiyle hitâb ederek:
— Yâ Ebâ Bekr! Sen
insanlara Câbir'den hadîs söyle. Çünkü topluluk senin Câbir'den hadîs
söylemenden hoşlanıyorlar, dedi.
Bunun üzerine
Îbnu'l-Munkedir de mecliste bulunanlara:
— Ben Câbir'den
işittim, ben Câbir'den işittim, diyerek dört hadîs
arasını arka arkaya
uladı.
Alî ibnu'l-Medînî dedi
ki: Ben Sufyân ibn Uyeyne'ye:
— Sufyân es-Sevrî
"Hendek günü" yerine "Kurayza günü" şeklinde söylüyor,
dedim.
İbnu Uyeyne:
— Ben
Îbnu'l-Munkedir'den bunu senin "Hendek günü" oturuşun gibi kesin
olarak bu lafızla belledim, dedi.
Sufyân ibn Uyeyne:
— O, bir gündür, yânî
"Hendek günü" ile "Kurayza günü" bir günden ibarettir, dedi
ve bunu söylerken Sufyân ibnu Uyeyne gülümsedi
[18].
[16] Hadîsin başlığa uygunluğu iki hasımdan herbirinin
diğerinin iddiasını doğrula-yıp haberini kabul etmeleri yönünden alınması
mümkin olur. Bu hadîs Sulh, Vekâlet, Ahkâm, İ'tisâm gibi birçok yerlerde
geçmiştir.
[17] Başlığa uygunluğu "Peygamber Hendek günü
insanlardan çağırıp istedi. O'nun bu isteğine ez-Zubeyr icabet etti"
sözünden alınır.
Ahzâb günü Kureyş ile
birlikte bütün Arab kabilelerinin İslâm aleyhine harekete geçmesi, Kurayza
oğulları Yahudileri'nin de bu sırada ahdi bozmaları üzerine vaziyet
çetinleşince, Peygamber: "Bana Kurayza Yahudileri'nin vaziyetini kim
öğrenip haber getirir?" diye gönüllü câsûs istemiş, buna her defasında
Zu-beyr icabet etmiştir. Bunun birer rivayeti Cihâd'da, Fadâil'de,
"Zubeyr'in faziletleri bâbı"nda da geçmişti.
Talîa, harb esnasında
düşmanın hâllerini ve hareketlerini anlamak için gönderilen araştırıcı kişiye
derler ki, câsûs demektir.
[18] İbn Hacer: Bu, içinde az veya çok birçok hâdiseler
olan zamana gün denmesi sahîh olur. Nitekim "Fetih günü" denir,
bununla Peygamber'in Mekke'de fetihten sonra ikaamet ettiği gün kasdedilir,
demiştir... (Kastallânî).